While my heart moans your name, (Kalbim ismini haykırırken,)
While my soul splits my heart, (Ruhum kalbimi parçalarken,)
While my eyes fight with the tears asking why, (Gözlerim gözyaşlarımla neden diye sorarak savaşırken,)
I, sitting, on a cold rainy day (Ben, oturmuş, soğuk bir yağmur günü,)
Thinking that it could be different... (Farklı olabilirdi diye düşünüyorum…)
Ah, i would sacrifice every piece, (Ah, her parçayı kurban ederdim,)
Just to feel your scent on my soul, (Sadece kokunu ruhumda hissetmek için,)
I would sacrifice both of them, (Her ikisini de kurban ederdim,)
If my eyes could see yours once again. (Eğer gözlerim gözlerini tekrar görebilseydi.)
I would bottle your laughter, (Kahkahanı şişelerdim,)
And be drunk every night relentlessly. (Ve her gece sarhoş olurdum yeniden.)
You see, my dear, (Görüyorsun ya, sevgilim,)
Every piece of mine, (Her bir parçam,)
Tries to find pieces of yours, (Her bir parçanı bulmaya çalışıyor,)
In the pieces of the world. (Dünyanın parçaları içerisinde.)
Yet you are nowhere, (Fakat sen hiçbir yerde yoksun,)
Except in my mind, heart, soul... (Aklım, kalbim, ruhum dışında…)
You live with me, yet you kill me slowly. (Benimle yaşıyorsun, ancak beni yavaşça öldürüyorsun.)
If i die, then you die with me after, (Eğer ölürsem, sen de hemen sonra arkamdan ölürsün,)
No! I will not be the killer of yours, (Hayır, katilin olmayacağım,)
I will split my soul into two, (Ruhumu ikiye böleceğim,)
You can rest at the other, (Sen diğer parçamda dinlenebilirsin,)
While i die in mine... (Ben kendiminkinde ölürken…)