Çaydanlığın aşınmış yüzeyinde kendimi seyretmem gerek.

Sesim alıngan, gömleğimin yakası karbonatlı

Çekmecede çörek otları saklıyorum.

Yıpranmış kapı aralıklarından

Rutubet kokusuna aşina,

Fısıldayan, ceset kokandevrik cümlelerim.

Fayans suratlı, takım elbiseli adamları gözlüyorum.

Avuçlarında geçmişe dair karanfiller saklı.

Diş etime sapladıkları gelecek hakkındaki hikayeleri

Fayansın matlaşmış yüzeyinde dinliyorum.

Yüzümde,çivilerin silüetiniçekiçle dans ettiren adamları

Grotesk tenimiçekiştirip duran uzuvları

Bedenime takılan oltalardan sıyrılan kemiklerimi,

Kaosu, biçim kaygısına büründürmek için bekleyen duyularımı...