Her seferinde değişiyorsun

Seni bekliyor, sıkıştırılmış içine dem vuruyor

Ucu sivriltilmiş bir tepede önün yarım fit


Istırap ve bitmiş sen

Bitikken nasıl var olduğunu gösteriyorsun

Bitikken anlıyorsun dünyanın yalın olduğundan

Minimalizm diyorsun, yaşa!

Kenevirli yolları o keşfetmiş

İlyas amca, türünün ilk örneği gibi

Didik didik etmiş, kılı kırk yarıp ilk şehrin insanını

Tanımış sonra karısı olacak aklı fikri dünyevi olan kadını


Her tek başına olduğu yolculuklar gibi,

ucunu evde bıraktığı aklı gibi 

Ne zaman çıksa tek başına yolculuğa

Hep yarım kalmış


Müspet bir patikanın içinde belleme ayak izlerinden

Rehber edinmiş kendine

Tahmini 45 numaralı ayak ucu sivriltilmiş tepeye çıkmış

Tahmini 70 numaralı ayak geçilmez nehre

Tahmini bilmem ne numaralı ayak bataklığın önüne


Kendi yolundan gidecek gözlerinin feri kalmamış İlyas amcanın

Sonra aklı evde kalmış, dünyevi kadının dünyevi zevklerinde

Rehber diye ardına gittiği tüm ayak numaralarını imha etmiş

Ya Allah demiş, adım atmış


Ya Allah demiş İlyas amca

İnanır mısınız? Bir kültür gibi bilir dini

Alnı bugüne kadar secdeye bile değmemiş

Fakat bilir bir el omzundadır


Zaman 36 beden gibi ince, siyahi bir kadın kadar kıvrak

İlyas amcanın ötesine geçmiş, ayaklarının bastığı kadar debelenmiş

Fikirleriyle basmayı düşünmüş İlyas amca 60'ından sonra

Gözleri telaşa yuva bir zamanda, dört açıp çevrelemiş patikayı


Kendi cumhuriyetiyle sınamış kendini

Tüm yerin dibine girdirdiği ideolojileri

Marks dediği, sonra amaaan liberalim diye baktığı

Topluluğa “Şimdi sen yaşa anarşizm!” diye haykırmış


O da olmamış; çürük olanları sağa, sağlam olanları sola

Hiyerarşiyi oluşturmuş, halledemeyip onu da yıkmış sonra

Tüm ağaç ve bitki kardeşlerin düzenini bozmuş


Kulağına yapışan o cümleler gelmiş aklına

Bizim dünyevi kadın; hey gidi Avrupa özentisi

Hey gidi aklı kıt kocam benim ne anlarsın sen hayatın kitabı defterinden

Ne anlarsın sen sanatın giriş çıkışından


Sabrını taşıran son damla ile çıkmış

O son damla ucunu açmış patikanın

Hep ucu diyorum sahi

Çünkü İlyas amca uçla başlar işlerine, bucaksız bir son ister

Bir kalemin ucunu açar, yetinmeyip kıçını da açar

Bir el örgüsü kazağın ucu çıkmıştır çekiştirip durur İlyas amca


Son, ya Allah deyip bir adım atmış başladığı noktaya varmış

Uyuyan yanını uyandırmış

“Ben insanım,” demiş İlyas amca.