Galiba yaklaşıyorum. Yaşayamadım çoğunu ama birazı hatırımda. Bazı notalar kıvrılıyor zihnimin kıvrımlarına ayak uydurarak. Gözüm kapalı dans ediyorum boş odanın loş ışığı altında. Ellerim rüzgar yapıyor bedenime, salınıyorum müzikle birlikte. Ayaklarım çarpıyor yerdeki saçılmış eşyalara, kırık camlar kesiyor onları. Durdurmuyor bu beni. Gülümsememe bir damla yaş eşlik ediyor, o da kıvrımlı bir yol çiziyor yüzümde. Yere düşüyor, karmaşanın ortasına. İntihar ediyor ta yüreğimden kopup yıkık harabelerin üstüne. Masadaki küllükte geceden kalma izmaritler en büyük eşlikçim dumanı hatırlatıyorlar bana. Onu da tutuyorum ellerimle, dudaklarım eşlik ediyor önce ona. Uğurluyor sonra tütsü kokusuyla buluşturuyor havada. Bütün oda benimle dans ediyor gibi, ayaklarımın altındaki zemin bile bir sağa bir sola salınıyor. Aralık duran pencere dışarıdaki aceleci kalabalığın gürültüsünü odaya taşıyor. Gürültü kemana dönüşüyor, ellerimin ucunda dolaşıyor. Tenimde değdiği her yerden başka bir melodi yükseliyor. Ruhumla katılıyorum müziğe. Bu müzik hiçbir müzik aletinin, hiçbir müzisyenin taklidini yapamayacağı türden. Bir ve tek. Hissi, ilkbahar akşamında esen ılık rüzgarın tende bıraktığı gıdıklanma hissi gibi. Geleceğe dair umut getiriyor sanki çok uzaklardan.

Kapı sesi katılıyor ritme gösterinin tam bu noktasında. Kapının ardındaki, diğer tarafta gerçekleşen festivalden habersiz, kapı tıklatmalarıyla eşlik ediyor ona. Odada bir renk cümbüşü var artık. Her ses bir renk olup kayıyor ağırlaşan zamanda.

Zaman yavaşlıyor, durgunlaşıyor, nabzı şakaklarda hissediliyor. Zaman, bir şaraba dönüşüyor durmaya en yakın olduğu o anda. Kadehleri dolduruyor, rengi kan kırmızı, katılıyor genişleyen odadaki sessiz sinemaya.

Dışarda hava iyice bozmuş olacak ki rüzgarın odadaki canlılığı kıskanmış olma ihtimali daha yüksek, pencere daha da aralanıyor rüzgarla.

Soğuk şarap, tütün dumanı, hafif ılımış kahve fincanından belli belirsiz yükselen duman, kapı, yerdeki eşyalar ve rüzgar var şimdi. Gösterinin başındaki, ellerin sahibi yönetiyor orkestrayı her ayrıntısına hakim bir şekilde.

Hava kararmaya yakın yoruluyor bütün katılımcılar. Zaman oldukça geçmiş, şarap çoktan bitmiş, izmaritlerden çıkan dumandan eser kalmamıştı. Gösterinin başındaki eller devam ediyordu sadece yılmadan. Kapıyı tıklatan vazgeçmemişti, onunla birlikte gösterinin sonunu beklemişti.

Pencerenin çarpmasıyla irkilip durdum birden. İzledim, en son saatler önce gözümü kapamadan biraz önce gördüğüm odayı. Evrende farklı bir odaya fırlatılmışım sanki, odanın alakasını bulamadım bıraktığımla.

Hızla kapıya ilerledim ve delikten baktım beklettiğim misafirime.

—Kim o?

—Ev sahibi.