İpek saçlı, al yanaklı, ay dudaklı,

Yepyeni tazecik bir Cumhuriyetmiş gibi,

Kıvranıyor, dört dönüyor tohum

Bundandır toprağın bütün sancısı


Ekimin 28 inde bir sabah körü,

Yoksul bir tren geçer gibi bozkırdan

Demiryolu işçisinin yoksulluğundan daha beter sancıyla

Bozkır çiçeği açar gibi,

Vurur gibi çekici örse bir demirci ustası

Ve kırar gibi zincirlerini bir millet

Kırdı kabuklarını tohum sancılar içinde


Belirginleşiyor şimdi

Eminönü’nde bir hamalın yürüyüşü gibi ağır 

Minik elleri ayakları yol yol

Buğday tarlasında başaklar gibi büyüyor saçları

Kara tahta önünde

Kömür sobası ardında kara önlüklü bir çocuğun gözleri gibi gözleri

Işıl Işıl yusyuvarlak…

Ve besleniyor ilimden bilimden vicdandan

Kadından ve topraktan

Memleket uğruna yitenleri yeniden toplar gibi

Kanlanıyor damarları


Filizleniyor elleri kolları bacakları

Her çatlağında toprağın

Boy veriyor, verecek

Ana rahminde duvarları zorlarcasına

Gerim gerim gerinerek


İpek saçlı al yanaklı

Yepyeni tazecik bir Cumhuriyetmiş gibi

Büyüyor


Daha da büyüyecek…