İmkansızlığın egemen olduğu derin manalı fikriyatım çarpar kıyılara
Bir çocuk nefesi arar masumiyetin meşalesini yakmak için
Yabancılaşır göklere, yok oluşun namesini tutturur her lisana
Yalpalı yarınlarını yitirir, yelkovan yorgun düşer zamana
Bucaksız suallerin yangınlı gölgesinde beklerken çoğu zaman
Bilinmez bir cevabın izlerini sürer asfaltı şiir olmuş yollarda
Hüzünlü yağmurun her damlasını öpmeye çalışır susuz bir bedevi gibi
Aşkın çölüne uğrar, sarhoş sıcağa göz kırpar gitmeden buralardan
Ve vakit gelir, fikrin biri kurtarır onu harflerin izdihamından
Kendini gök kubbeye bırakır, gelin misali süzülen bulutlar arasından.