"Bayram sırtını şarampole dayıyor. Gözlerini, ekinlerin kıyısında cansızca serilmiş Balkız'ına çeviriyor. Bakışları onun üstünde, üç beş belki de on dakika kalıyor öylece. Derken boşanıyor. Hiç dinmeyecek sanılan öksüz bir çocuk ağlamasıyla sarsıla sarsıla boşanıyor. Öfkeden çok çaresizliği, çaresizlikten de öte bir yaralanmayı barındıran, bir ucu katılmaya varan; gören bulunsa onu, ağlaya ağlaya boğulmanın olanağına inandırabilecek bir boşalış."
Bayram. Öksüz Bayram'ın kıt tutkularının direksiyonunda Almanya'daki işçi göcünü, sınıfsal farklılıkları, kimsesizliğin bir umuda bağlandığı yol romanı.
Anadolu'nun çorağında amcası tarafından büyütülen Bayram, köyüne debdebeyle giren siyasi arabasının şaaşasını görüp köylünün "Amaaaan Bayram, Ballihisar'da Mercedes mi görecektik?" cümlelerini duymak için kaybettiği ailesini, olmayan statüsünü dört çekere bağladığı, flashbacklerle gözlemleyebildiğimiz kayıp ve aşağılık duygusuyla yaşadığı çocukluğunun yerini BMWde çalıştığı yalanını atarak saygınlığını daha sağlam, toplumun para ve meta üzerinden dayattığı, sosyolojik algının bir kadın yazar tarafından anlatılan erkek bakışının psikolojik çözümlemesini bırakıyorum.
Adalet Ağaoğlu tarafından yazılan, Türk insanının kayıp siyah gülü, İlyas Salman'ın  dev oyunculuğunda  somutlaşıyor. Sarı Mercedes haliyle de izleyebilirsiniz.🌕