İşte orada, denizin azgın sularında bir filika,
Dört yanı derya, yalnız başına, sahipsiz, öylece yüzüyor.
Bakın göğe, ne bir kuş var, ne de bir parçacık gün ışığı.
Yalnız bir filika, tek başına belki de okyanusta.
Kimi yeri hasarlı, eskimiş her halinden belli,
Tamir yapılmalı, kim tamir etsin ki zavallıyı.
Nasıl yapsın kendisi, yok ki bir çekiç tutacak eli.
Su dolmaya başlamış, günlerin sayılı filika.
Yolculuk nereye, rüzgârın sürüklediği yere,
Ne önemi var, bir bekleyeni de yok ki zaten.
Zifiri karanlık, gözleri körelmiş, görmüyor.
Tek yoldaşı dalgalar, başkasını istemez filika.
Ne işin var burada, kim bıraktı seni filika?
Seçtin mi yalnızlığı, yoksa mecbur mu kaldın?
Tekrar bakınca fark ettim, benziyoruz aslında,
Benziyoruz seninle, kalpsiz, zavallı filika.
Takma kafana filika, çok fazla yakmaz canını.
Parçalayacak kalbini, ağlamayacaksın sonra.
Eğer devam ederse yalnızlık, takma kafana.
Bir süre sonra ölene de ağlamazsın filika.