fiona,

dünyayı görmezden gelerek dönemeyiz

ağır adımlarımız, demirden daha sıcak bir şeye dönüşecek

bu yüzden geleceğim fiona

kırılan dalgalardan tüm denizlerden sana


bu seher, bu gelecek, bu karşı konulmazlık

benim bir geleceğim var

bir geceliğim sana giydiğim, sana soyunduğum

hiçbir şeyim olmasa da hepsi benim

fiona, ota dokunan bir rüzgar olamam ben

bugün de yarın da geçilecek, geçecek

bugün çok geç, yarın ise çok erken

dudaklarım daha nice tebessümler edecek

bilinmez ki uzunluğu bir yolun

sen çok kısa yollar çok uzun fiona

şaşmam gidiyorsam yol uzun

o bendim fiona

iki çuval değirmenlikteki o ben, bendim

mücbir sebeplerden uzandığım perdelerine

o bendim

şaşmam tutuyorsa, tutuluyorsa dilim

istila edemiyorum bir gün kadar birini

bir gün kadar edebiyatın ellerin

fiona, görünmez zamanıydı gecenin ellerin

aşkımdın geceye soyunan çiçeğim

saraylardaki çan sesim

kulağımda patlıyor çan sesin

belki de araftayım ama tarafımdayım kendimin

belki de delirmişim ne dersin

fiona, ölüsünü de seviyor krallar

anlaşılır mı ki uzak

uzak yollar sen kısa fiona

içimde eğlenirken hissettim seni

ağzımı dağlayan da bağlayan da sendin

dökemem kırığını bir yere fiona

ve yalnızlık fiona, hayatın yadırgadığı yerdeki yalnızlık

değil anlam, değil ötesi güzel yüzün

sorgusuna durduğum sen, pusma köşeme fiona

cepheme sürünesin fiona

aynı masadaydık, yontulmuş bir perisin

en çok zaman gizliyor, arkana yaslanıyorsun

aynı masadaydık fiona, sensin muhalif

yine kalksan ama yine otururum

ama yine otursan yine yürürüm fiona

en çok zaman gizliyor

bakamadım henüz fiona

ben kendimde değildim sen ise bendeydin

gördüğüm her yüzde ses çıkardım fiona

tut ağzını kulaklarıma, boz bulanık ellerim

günden güne ellerin bir günde ellerin

fiona, kim çalıyor insancıkları

mırıldanarak dönüyorum sana

geldim o kadim karanlığına

nabzını tutmaya fiona

beni ovalamalısın, paklanacağım

bir geyik rüyasından uyanacağım

fiona, sevgili sen

adresine yazıyorum, farz et

uzuncana yazmak benim işim

yanlışlıkla yazdım belki de

bir seni seslendireceğim, bir insanı seslendireceğim

yanlışlıkla seslendim belki de

yaşamayı saklamadım sana yaşadım fiona

sana yaslandım, ağıtlar yakmadım

çan sesleri patlıyor kulağımda fiona

öyle yüksek öyle yüksektesin öyle göklerdesin

öyle hesaplayamam ben

kalbi dağınık birisiyim, sende toplu bir pirincim fiona

yanlışlıkla seslendim belki ama

yanlışlıkla taşımadım yüzümdeki el izini

taraflar bel bağladı ben araftayım

saklamadım ama yanlışlıkla taşımadım yanlışını doğrusunu senin fiona

sensin fiona

kumdan kaleler diktiğim

sana oradan baktım, bana bak fiona

yanlışlıkla seslendim belki ama

doğru ve bilerek istifledim seni

dosdoğru fiona, az biraz da çoktur

sağ yukarısıdır

tersi de olmadı değil hani

parça zannedilen suda çözülüverir fiona

karanlık sadece ışığın yok oluşudur

sahip olmak sadece istediğimiz yerde olmasıdır bir şeyin

bir yaklaşım gibi görünür fiona her şey

yaklaşmak bir ileriye iki geriye

yaşadığına şahit olmanın yoktur ölçütü

kaçta kaçını gittim sana fiona bilmiyorum

o yolda karşılaştım, karıştım

bu zamana getirdiğinden adresine yazıyorum fiona

bilesin farklı değiliz

kendi gibi olduk kendi gibi oldu

biliyordum tanıyacağımı seni, kendim oldum

senin olabilmek için fiona, kendim oldum

köprücüklerden köprü kurdum

biliyordum bunları

fiona, daha önceden adresine yazdım

sesini öteye taşıdım ve ötene taşındım

bana bak

senin olmak için öteye gittim


fiona, dünyayı görmezden gelerek dönemeyiz

ağır adımlarımız, demirden daha sıcak bir şeye dönüştü

bu yüzden geleceğim sana


   fiona

      fiona

         fiona...