İsteriz ya bazen bazı şeyleri her şeyden daha fazla

Dolar ya içimiz büsbütün karamsarlıkla ve daralır da

Yapacak en ufak bir fedakarlığımız bile kalmaz ya

İşte o zaman daha da sıkılır içimiz, başlarız biz de yazmaya


Aradan geçmiş olsa bile yazmayalı haftalar ve hatta aylar

Yine de alıkoyamaz bizi yazmamaktan içimizde kopan fırtınalar

Ve o fırtınaya yakalanmış bir gemi gibi savruluruz ve bulutlar

Onların da rengi kararır ve artık ışıkları da geçirmez olurlar


Kalınca işte o kapkaranlık gemide bir başına aklındakilerle

Düşünürsün bu sefer ne hatalar edip bu durumlara düştüğüne

Beklemekle geçer vakit ama bulamazsın çözüm kafandakilere

Sonra da geliverir birden aklına çözüm nasıl rahatlayabileceğine.


Olduğuna inanırsın sen tabi bunun bir çözüm olduğuna ama

Denemeden biz de bilemeyiz ya, yine de inanmayız doğru olduğuna

Bir gün artık cesaretin de olursa bulduğun çözümü uygulamaya

İşte o gün olur senin kurtuluş günün ve başlarlar arkandan ağlamaya


Sonrasında kalanlar ağlar da ağlamasına, unutulur gidersin az sonra

Ardından, seven seni, kalır o sessiz, karanlık, ıpıssız gemide bir başına

Ruhun bile duymaz, duyamaz onu, yaşasaydın da zaten duymazdı ya

İşte böyle o severken seni sen bırakırsın hayatı sevdiğinin uğruna


O kaldığın gemide geçirdiğin vakitler vardı ya hani hiç unutamam dediğin

Bu sefer o da der aynısını ve kör olduğunu zanneder ışık olmadığından

Yaptığını yapar arkandan, başka yapacak bir şeyi ve umudu kalmadığından

Ve sonra bu da döner başka bir döngüye, herkes birbirinin aynı olduğundan


Tüm bunları yaşamadan bildim ben de düşmedim onlarla aynı hataya

Bir son verdim kısır döngü zannedilen bu korkunç fırtınalara

İnandım sevginin ve sevgilinin benden daha değerli olmadığına

Sevmek de istemiyorum, sevilmek de bu günden sonra...