Sonra bir sabah uzun süren uykudan uyandım,
Hala sandalyede oturuyor
Elleri boştaydı.
Gözlerinin altı mor,
Duyguları ölümün kollarında,
Fuhuştaydı.
Saçları sanki ıslak ıslak,karış karış olmuş,
Kül tablası ucuna kadar izmaritle dolmuş.
Bardaktaki yarım kalan çay soğumuş.
Firuze o gece sabaha doğru
masmavi bir gökyüzü olmuş.
Son sohbetimiz biraz çetindi.
Kötülüğü genetik bir hastalık olarak
kabul edebilir miyiz diye sordu;
Bulaşıcı dedim.
Tanrı kötü mü dedi;
Ah bende merak ediyordum
Ama adaletli ve yol
gösterici dedim.