Sessizliği içimde hissediyorum.

Damarlarımda can bulmakta.

Bu tuzlu su canımı deliyor da geçiyor.

Ellerimle hayatı kazıyorum.

Tohumlarımı ekiyorum.

Lakin beni kabul etmiyor

Yaşam toprakları.

Meyve vermeden soluyorum.

Kaldı benden geriye kuru bir ot.

Dökülüyor solmuş yapraklarım.

Ah bu kalbimi delip de geçen keder,

Gözlerim sürekli dalıp gidiyor.

Ne var yani daldığı yerde kalsa?

Çok şey istiyorum.

Hiçbir şey elde edemiyorum.

Acıyı kalbimde biriktirdim.

Taşmasın diye tutuyorum.

Nereye kadar taşıyabilirim ki?

Bu yük bu cana ağır gelmekte.

Masmavi gökyüzüne baksam dahi,

Hatta deniz kıyısında olsam,

Hava aydınlık olsa bile bir yandan,

Bende o güneş daima kızıl ve

Daima batmakta.

Onun ardından ise karanlık olmakta.

Huzuru bilmiyorum.

Umudu hissedemiyorum.

Yalnız fısıltılar dinmiyor kafamda.

Dilim ise susmuş, konuşamıyor ki.

Konuşsa dağlar oynayacak yerinden.

Kıyamet koparmayacak da,

Alameti olacak belki.

Yapamam ki,

Koparamam, konuşamam, hiçbir şey yapamam.

Bu hayata bir hiç uğruna geldim.

Ve bir hiç uğruna gidiyorum.

Giderken bile fısıltılarımı yanımda götürüyorum.