fuzuli dinliyorum bu müzikleri,

fuzuli seviyorum seni.

fuzuli yere vakit harcıyorum mor çaputlarla.

ah,

bu fuzuli meseleler gönlüme hep nârdır.

bak,

fezada gezinen kara bulutlar,

dağılır alacalı bakışının lahzasında.

hatta dalından aşağı süzülen yaprağın,

başkentin yeknesak sokaklarının,

ve sisli bir gecenin pusulası

yalnız sensin vesselam.


ucu bucağı kayıp,

aziz su gibi umutlarım,

zamanında kıyıda sualsizce beni dinleyen,

balığın hala hatrındasın.

olmayan denizin muhabbetini yapıyorum lakin

dalga dalga kıyıya vurmuş kirpiklerin...

sanki ağlayan bir serçeyi,

yaşatacakmış gibi kolların.


şimdi seninle kuğulu'da rastlaşsak

kurşun gözlerinle sersefil ardına bakarsın

hele o an gözlerin gözlerime değmişken,

insan sevdiğini gözlerinden muştular, derler.

seninkilere baksam,

sevdanın rengi nedir, anlayamam.

ama olur ya sen benimkilerle gözleşsen

senden gayrısına âma kesilen

kurşuni renginden tanırsın sevdayı elbet.


gerçi benim nezdimde olmuşsan,

bu memleketin taşı, toprağı, havası.

bunca emek, neme gerek?