aslında mutlu bir son bizi bekleyen

gitmek için gelinen

getirilen bir yurttan

çıkış kağıdıdır

ayak başparmağında asılı duran

-on iki ay soğuk mevsimli morg çekmecelerinde-


sanki kaçarsa kurtulacak gibi insan

saklanırsa “unutulacak”

yaşarken unutulmaktan korkan

dalgın zamanlara vardığında

aynı beklentiyle

her sabah uyanan

bir sabah uyanamayan

insan


oysa

benim sanıyordum dünyanın tam da merkezi

herkes olamayacağımı gösterene dek dünya

velhasıl

olmayacak iş!

önü sonu uyanılan bir rüya

hevesi kaçmış bir gazoz şişesi gibi

neyin gölgesi olduğumu aramakla geçen

bir bölüm sonu mevzusu geride kalan


ben galiba bir “an”dan ibaretim güzel kardeşim

hikayem bir an

olaylar hayeller bütün bu dekor

bir an

bu an.