beni yaşıyor gösteren bütün aynaları parçalıyorum

bu kan revan ellerimle

parçalanmış her şey, parçalanmış

ve

planlanmış bir cinnet değil bu

ölümüme bir kaç kez şahit oldum

cesetleri bileğimle temizledim yanaklarımdan


ustalar değil, acemiler ölemiyor buralarda


boynumdaki jileti kazağımın içinde saklıyorum

kırmızı, katran

ölsen belli etmeyecek türden hani

hazırlıklıyım

cesedime yakışacak sekilde giyiniyorum epeydir

ayıplarlar çünkü

insan asıl ölürken yakışıklı görünmeli


bir yeri nasıl terk edersen öyle hatırlanırsın

nasıl hatırlanıyorsan öyle yaşamış sayarlar


eskimiş kumandalar gibiyim bu koltukta

oda var, televizyon var

kimse benim için kavga etmiyor

birileri gelip dizlerine vuruyor eski bir alışkanlıkla

anlayamıyorum


yirmi üç gün oldu

ölüme benzer bir şeyler fısıldıyorlar duvarların ardından

anladığım bir dil değil bu

bilmediğim lisanlarda yakıyorlar ağıtlarımı

coğrafi haritalarda elimle gösteremeyeceğim yerlere dökülüyor içim

belki niyagara belki nil nehri

nerede yokum

emin değilim


hastalıklı bir köpek gibi uzanıyorum yerlere

haber değeri taşımıyorum

yaşasam da, ölsem de

hastalıklı bir köpeği baska bir köpek bile umursamıyor

iyileşmek bunu gerektiriyormuş

görmezden gelmek dedikleri bu

sanıyorum


kaybetmekten korktuğum bir şeylerin salası okunuyor zamansız

cami avlularında uyanıyorum rüyalardan soluk soluğa

çocuklar taşlıyor pencerelerimi, kırılmıyorum

bir kadın geçerken yanımdan, kendi silüetini görüyor bedenimde

kaşları çatılıyor,

paramparça oluyorum


nefes alamadığım yerleri gösteriyorlar yaşa diye

ne garip insanoğlu

ölmeden önce derin bir nefes almak için, soluksuz çalışıyor ömür boyu


kanıyorum

kanıyorum

kanıyorum

kağıtlara dökülüyorum

geçer diyorlar

kanıyorum

geçmiyor


tren rayları geciyor zihnimden

yolculuklar geçiyor

düşüyorum

uçmak sayıyorlar bunu

normaldir, uçmanın bedeli yerle bir olmak, diyorlar


korkularımı kontrol edemiyorum

bazen değil

kontrolden çıkıyorum

direksiyonu çevirecek gücüm var ama

yoldan çıkmak hoşuma gidiyor

yalan değil

bir kadını öpüyorum boynundan

bir kadını daha öpüyorum

çıkmak istemiyorum koynundan birinin

karanlığım

bir kadınla olmak aydınlanmaya yetmiyor

-bu dediğim yalan da olabilir


yeni bir umut doğuruyorum

güneş doğmadan

karanlığa üç kez adını fısıldıyorum

-gaseyan

-gaseyan

-gaseyan


haykırmak istediğim dillerde susuyor

yaşamak istediğim yerlerde ölüyorum

kendimi suçluyorum eski bir alışkanlıkla

insan öyle kolay çıkamıyor

bir kez umutla girdiği kapıdan


-kapı da kapıymış ha


dizlerim ağrıyor, çok koşmuşluktan

hiçbir yere varamıyorum

zihnim bulanıyor

kokuşmuşluktan


geçitler uzanıyor çocukluğumdan cesedime doğru

eskiyorum

yaşlanmıyorum


afili acılar çekiyorum, afili sancılar

parmakla gösteriyorlar beni

uzaktayken güzel bir manzara bedenim

yakınlaşınca

üzerine basılmış bir salyangoz kadar çirkinim


yamulmus bir çivi gibi

bir şeyler bir yerlerde tutunsun diye eğiliyorum

tanrıyla da konuştum geçen

amacının dışında kullanmasınlar beni

geriliyorum


bir yanlış üç doğruyu götürüyor

hiçbir şey kuralına uygun değil buralarda

ve

ölüler çürümeden gömülmüyor


10.02.2016