Ben anlamak istiyorum insanları. O yüzden hor görmüyorum kimseyi. Buraya kendi egomu tatmine, bencilliğimi beslemeye geldiğimi düşünmüyorum. Anlamak istiyorum. Sevmek istiyorum. Sonsuz kere sevmek. Deniz gibi. Dağ gibi sevmek. Ne kadar çok insan seversem o kârdır benim için. Hatta bazılarını çok seversem. Onlarla bu dünyaya unutulmaz izler kazıyabilirsem... Hatta onları sonsuza dek yanımda tutabilecek kadar sevebilirsem işte o zaman ben, ben olurum.



İnsanları anlamak istiyorum çünkü herkes çözülmek için bekleyen bir bulmaca gibi. Sebepleri var, sonuçları var. Parçaları birleştikçe ortaya çıkan manzaraları var. Kalplerinde kilit bir parça olmak istiyorum. Sanki o son parçaymış gibi tüm yapbozda.



İnanmak istiyorum sonuna kadar. Bir insana, Tanrı'ya, bir kuşa, bir kediye. Bir insana. Sonuna kadar hissetmek istiyorum o dayanılmaz hafifliği. İnanmak ve kendi acizliğimi kabul etmek istiyorum. Ben insanım, burada sonsuza dek duramam. Bunu bilmek istiyorum. Bazen her şeyin bir sebebi olamayacağına bazen bazı şeylerin gizemli kalacağına inanmak istiyorum. Çünkü hayat böyle daha güzel.


Duygularını her zaman anlatamazsın belki bir insana. Sonsuz duygularını ancak sonsuza teslim edebilirsin. Sonsuza teslim etmek istiyorum duygularımı ve Tanrı'ya inanarak kendi özümü bulmak istiyorum. Çünkü o kaosun içindeki düzende bile var. Ben yaratıldım ve boşuna durmuyorum. İçimdeki bu sonsuz duygular, toprağa gömüp gideyim diye yoklar.


Duygularımı seviyorum. Bende yarattıkları heyecan. Ya da bir insana karşı dolup taşan sevgim. Sıkı sıkı sarılmak ona. Bazı şeylerin mantıkla yürümüyor olması, bizi tasarladığımız makinelerden farklı kılıyor. Ve asla yazdığımız o kodlara hisleri spesifik bir şekilde tanımlayamayacak olmamız, beni insanın ne kadar da özel bir varlık olduğuna inandırıyor.


Ne güzel şey senden başka kimsenin hissedemeyeceği duygularla dolmak! Ne yazık onları görmezden gelip kendini boş yere yoranlara. Ne yazık duyguları küçümseyip sadece aklı yüceltenlere. Duyguların kölesi olmakla aklın kölesi olmak arasında hiçbir fark göremiyorum. İnsan, kendine aklını kullandırabilecek duygulara sahip olmalı. Ama en büyük korkumdur aklımla almam gereken kararları duygularımla ya da duygularımla almam gereken kararları aklımla almaya çalışmak.


İşte insan ne zaman ki bu ikisini efektif bir şekilde kullanabilir ve özgürce düşünebildiği kadar aynı zamanda hissedebilirse, o zaman insan olmanın tadını alabilir.



Ama bazen herkes öylece akışına bırakmak ister değil mi?



O halde "Esiri değil sahibi olacağım." dediğimiz ne varsa ona baskı kurmak yerine sadece özgür bırakmamız gerekiyordur belki de. Belki de bıraktığımız şeyin sahibiyizdir, sıkı sıkı tuttuğumuzun değil.


İçinde ne hissediyorsan özgür bırak artık.


Sana, bana ve bendekilere sevgilerimle...



01.54

29 Ocak 2021, Cuma