Hatırlamak istemediklerini özlermiş insan. Ben ise unutmaktan korkuyorum. Tüm bu olanları, zamanın hızla elimden çekip aldığı bu şeyleri, kendimi unutacağım diye korkuyorum. Büyümekten bir daha çocuk olamamaktan korkuyorum. Kimse için biri olamamaktan değil de kendim olamamaktan korkuyorum. Kaybetmekten korkuyorum. Duvarlarımı sağlam örüyorum size karşı. Ne sesinizi alabilirim ne de masallarızı dinleyebilirim. Uzakta değilim, sadece sizden mahrumum, kendime yakınım. Bir yere gidemem çünkü benliğime mahkumum. İçeriye alamam sizi, ben de dışarı çıkamam, yoksa inanırım hemen size. Evet, duvarlarım her ne kadar sağlam olsa da çatladı ve çatlaklarından sızmaya başladı yalanlarınız. Hiçbir mevsimin, hiçbir iklimin içine almadığı duvarlarım size yine dayanamadı. Benim korkularıma karşı dimdik duran duvarlarım yenildi size. Acıları sonsuza sakladığım duvarlar çatlaklarından acılarımı da sizi de pişmanlıklarımla birlikte bıraktı omuzlarıma. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, ben olmayacağım mesela, duvarlarım olmayacak, sadece siz olacaksınız. Siz ve beş para etmez yargılarınız... Ben kaçamam sizden çünkü gidebileceğim tek yer yine sizsiniz. Hani demiştim ya korkuyorum diye, korkmaya devam edeceğim. Hayatım boyunca geçmişte yaşayarak, eski bene ağlayarak korkmaya devam edeceğim. Sonra öylesine oturacağım. Hiçbir işim olmayacak, yetişeceğim bir yer veya ödeyeceğim bir şey kalmamış olacak. Öylece oturacağım. Hiçbir şey ama hiçbir şey yapmayacağım. Hiçbir şeyi de beklemiyor olacağım. Öylece oturacağım...