Gözüne dikkatini çeken bir şey takıldığı için karşıdan karşıya geçmeden durdu ve incelemeye başladı. Hava insanın boğazını sıkıyormuşçasına boğucuydu. Sıcaktı, çok sıcak. Yukarıda dolunayı içine alan bulutlar vardı, insanlar balkonlarda sohbet ediyor, yemek yiyor ya da hiçbir şey yapmadan oturuyorlardı. Uzun zamandır yemek arayan kendisinin, farkına varmıyordu kimse. Zaten farkında olsalar bile yanından acıyan bakışlarla geçip gidiyorlardı. Kirliydi çünkü, sıskaydı, bir günah gibi uzak durmalıydı herkes ondan. Alışmıştı bu tepkilere, eskisi kadar üzülmüyordu. Gözlerini iyice dikti karşıdaki restoranda yemek yiyenlere, hareketlerini izliyordu. Belki onu da davet ederler diye umut dolu gözlerle bakıyordu ama kimse oralı değildi. Yemek yiyenlerin iştahı midesine acı çektiriyor, ağzını sulandırıyor ve açlığından başka bir şey düşünememesine neden oluyordu. Ürkek ama kararlı bir şekilde birkaç adım attı. Hedefi belliydi, yedikleri yemeği ellerinden ne pahasına olursa olsun kapacaktı. Vuracaklar mıydı? Vursunlar! Ölmesinden iyiydi. Tüm gün iyilik ve yardım çağrıları yaparlarken onu es geçmişlerdi. Kendine göre haklıydı. Temkinli ve hedefine odaklıydı. Genzini yakan sıcak bile dikkatini dağıtmayı başaramıyordu. “Son bir adım!” diyerek motive etti kendini ve avını adamın elinden kapıp masaya sıçradı. Masadakiler irkildi, herkes ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. “Ay!” diye bir çığlık koptu masada oturan kadından. Birkaç saniye sonra herkes olayın farkına vardı ve onu kovmaya çalıştılar. Zaten istediğini almıştı, niye dursundu? Hızlı adımlarla uzaklaşırken yemeğini kaptığı adamın “Çok acıkmış zavallı, nasıl alıp kaçtı öyle.” dediğini ve masadakilerin gülüştüğünü işitti. Soytarı olarak görünmesine de göz yumdu. Artık gözü hiçbir şeyi görmüyordu. Sadece sakince yemeğini yemek ve midesinin ona verdiği rahatsızlıktan kurtulmak istiyordu. Diğerleriyle dalaşmayacağı, yemeğini paylaşmayacağı bir yer seçmeye çalıştı kendine. Bir hışımla midesine indirdi her şeyi. Mutluluğu tüm hücrelerinde hissettiğini duyumsadı. Kirli patilerinden, zayıf bedeninden ve diğer korkularından arındı. Zaman ve mekandan bağımsızdı artık. Sıcağın üstüne bir örtü gibi serildiğini düşünerek uyuyakaldı.