"Gecenin koynunda..." dedi, "ne olur beni gecenin koynunda bir başıma bırakmayın."

Boğuluyorum düşüncelerin gri havasında, boğuyor beni bu sis.

Açsam içimi size, "Ne duygu yumağı bir çocuk." dersiniz,

Açsam içimi, anlam veremezsiniz, "Ne zaman, niye böyle oldu bu kız?" dersiniz,

Sormayın bana ne olur, yalnızca bırakmayın beni vahşetim olan bu karanlıkta.

Gittikçe koyulaşan bu derin halka bir günde oluşmadı kalbimde,

İnsan, kendi sesi dışındaki bir sese muhtaç kalmıyor bir günde, 

Aydınlığa bir günde hasret kalmıyor.

Anladım, pencerelerde bekleyişin özlenileni bulup bulup yeniden yitirmek olduğunu

Karanlık! Nasıl sızıyorsun özlemi kapatmaya çalıştığım pencereden!

Gecenin koynunda, düşüncelerim sabahı bekleyen bir hasta kadar yorgun,

Ağarsın istiyorum gün. 

Girer mi düşüncelere de gün ışığı?

Ağarsın istiyorum gün.

Bir karanlığı bölemem ben, hayır gücüm yetmez!

Karanlığı kesecek kadar aydınlığı tanımadım ben. 

Ağarsın istiyorum gün.

Gecenin koynunda tüm bekleyişlerim kendime kurduğum teselli cümleleri kadar gülünç,

Acısına söz geçirmek isteyenin acizliğini hissettiği hâlde yalpalayan bir umuda tutunması gibi, dayanaksız!