Geçmeyen bir his kapladı tüm benliğini.

Sardı bedenini, acıttı kalbini

Heyecanlandırdı garip bir şekilde ruhunu.

Hem ölümü hissettirdi hem de yaşamın verdiği zevki

Yetmedi derin düşüncelere daldırttı, etrafındaki güzelliklere bakarken

Gözlerindeki mutluluğun; kederi, öfkesi ve umutsuzluğu...

Geçmeyen bir his aşka bıraktı kendini

Teslim etti kalbini ve kendi olan her şeyi.

Yavaşça kapattı gözlerini

Geçmeyen bir his onu böyle bitirdi.