gidiyor herkes usulca,

ardında kalan mahperi camdan dışarıyı izliyor.

kulaklarında bir müzik,

geçmişin melodisini fısıldıyor.


geçmiş geçmemiştir elbet,

yüzüklerin ağyar olduğunu sayıklıyor.

rabbim, nereye gideyim bu kadar dert ile,

imtihanla, isyanla nereye varmalıyım?


dualar sayıklıyorum gönlümde,

duyamadığım şarkılar benliğimi zorluyor.

yoruluyorum hayatın ağırlığından,

uzak diyarlara göç etmeyi arzuluyorum.


ortancalar, fısıltılar, söylemler,

kalbimin ağırlığı altında,

eziliyorum daha fazla aynalar karşısında.

geleceğin gelmesinden korkuyorum.


şans eseri yaşadığım hayat,

nereye varacak acıyla?

içimdekileri döktüğüm yazılar,

şiir diye mi sayılacak?


pırlantalar, süslü görünüşler,

gündüzün getirdiği kalabalıklar,

gece olunca ışığını kapattığın,

ağladığındır durmadan.


hadi şimdi söyle,

kendinden nefret ettiğini.

hatalar yaptığını,

ve affedilmeyeceğini.