Bir zamanlar Kars'ta

Saati yaktığımız ateşin güçsüzlüğünden anlardık

O vakitler kalenin önüne serilirdik

Bir de Osmanlı Mahallesi vardı önünde

Ve hamamlar

Ve dereler

Ve sürüklenip Ermenistan’a akan cesetler

Siz bilmezsiniz

Tamamlayamadığım bütün yolculukları

Dönüp Kars'a tamamlardım yeniden


Bilmem kaçıncı kuşatmada kırıldı direncim

Bilmem kaçıncı uzaklara dalma sekansı

Şimdilerde gönlü kırık bir at gibi dolanıyorum burada

Dünyanın nazımı çekmesini bekliyorum

Ben geç kaldıkça güneş biraz geç doğar sanıyorum

O… Beyler saat geç oldu

Öyleyse birkaç odun daha atalım

Ve saatler geri alınıyor

Ve son gücümle yeniden

Bir taarruza kalkıyorum