"En baştan başlamak istiyorum." diyorum bazen ama çok da en başından başlamak istemediğimi bilerek. Tam bir yıl vermek benim için zor ama sanırım liseye dönmek isterdim. 2015-2016 yılı buna uygun gibi geliyor. Ortaokul zamanında çok yalnızdım, kendime söylediğim şeyleri hatırlıyorum. Bir şeyler karalıyordum o zamanlar, rastgele yazılar ve kendimce anlamlı bulduğum şiirler yazıyordum. Bir şiirimin arkasına "Liseye geçtiğinde hiçbir şey değişmeyecek, sen aynı sen, insanlar aynı insanlar, bu yüzden hep yalnız kalacaksın." yazmışım. O zamanlar o kadar yalnızdım ve dışlanmıştım ki hiçbir zaman arkadaşım olmayacak, mutlu bir ilişki yaşayamayacak ve sonsuza kadar mutsuz olacağım sanıyordum. Lisenin ilk günü ilk diyalog kurduğum kişiyle lisenin son zamanlarından şu ana kadar, yani dört yıldır beraberim. Evet, arkadaş konusunda iyiydim ve güzel arkadaşlar edindim ama hala daha en yakın arkadaşım olmamıştı. Ancak sevgilim zaten benim en yakın arkadaşım oldu.

Lisenin en başına dönseydim eğer yine eğleneceğim bir hayat yaşardım ve yine o derslere önem vermezdim. Beni ben yapan şey bunlardı. Aklı beş karış havada olduğum için bunca tecrübeyi edindim ve aklım beş karış havada olduğu için şu an en değer verdiğim insanla beraberim. Sadece daha da dolu yaşardım hayatımı. Şu an öğrendiğim şeyleri belki bir tık daha erken öğrenirdim. O zamanlar önemsiz gördüğüm şeyleri önemli görmeye başlardım. Hedeflerimi o zamandan belirlerdim.

Lisede en yakın arkadaşımı bulamadım demiştim. Evet, bulamadım. Her ne kadar güzel arkadaşlar edinsem de birinin en yakını olarak göremedim kendimi. Komik tarafı, bu konuda hep erkek arkadaşımı kıskanırdım. Benim tüm hayatım o iken onun benden ayrı bir hayatı vardı ve ben sadece kıskanırdım. Üniversitemin ilk yılı çevrimiçi bir şekilde kendi aile evimde geçti. Bu arada İzmir'i kazanmıştım. Erkek arkadaşımla beraber hem de büyük bir şans. Sanal ortamdan üniversitede aynı bölümü okuduğum arkadaşlarım oldu gruplar kuruldu ve çok iyi bir arkadaş edindim. Ancak yüz yüze görüşemedik. Derslerime de asılmadım, hiçbir şey öğrenmeden geçirdiğim bir sene oldu. En büyük pişmanlığım bu. Lisede dersleri önemsememek benim hiçbir zaman pişmanlığım olmadı ama çok isteyerek kazandığım çok zorlanarak kazandığım ve hevesli olduğum bir şeydi bu bölüm.

İkinci seneme geldiğimde İzmir'de tek başıma eve çıktım. Erkek arkadaşım yanımdaydı, bir tane kedim vardı. Çoğu kişinin hayali ama hayatımda büyük bir pişmanlığım daha oluştu. Keşke daha erken gelseydim, keşke daha erken tanışsaydım dediğim bir insan. Sema.

Bahsetmiştim ilk sene online geçti ve sanaldan arkadaşlarım oldu diye. Onun sayesinde tanıştım Sema ile. Demiştim ya, hiçbir zaman en yakın arkadaşım olmadı. Ya da kimsenin en yakını olamadım. İşte sonunda oldu. Neden lisenin başlarına dönmek isterdim biliyor musunuz? Çünkü kendime, "Lisede hayatının aşkını bulacaksın, arkadaş konusunda üzülme, üniversiteye geçene kadar sevgilin en yakın arkadaşın olacak, her yaranda sana destek olacak ve üniversiteye geçtiğinde bulacaksın en yakınını." derdim. Ve çocuk aklım rahatlardı. Bütün o üzülmelerim geçerdi.

Galiba ben en baştan başlamak ya da belli bir zamana geri dönmek değil de çocukken yaşadığım o yalnızlık hissini kendi çocuk halime yaşatmamak isterdim. Geçmişime bir mektup gönderebilsem ne güzel olurdu. Neyse.