Korkunç geçmişin karanlık rüzgarlarıyla ruhumun en derinlerine düştüm, adeta kene gibi yapışmışlardı. Yalnızlığın kuytusunda kaybolmanın tadını çıkarmak istiyorum artık, sessizliğin karanlığına gömülmek ve yalnızlığın soğuk pelerinini omuzlarıma sarıp izlemek istiyorum. Olmak istemiyorum kederin teatral kuklası, çıkış yollarını didiklemek yerine yıkıntıların üzerinde yavaşça yürümeyi seçmek istiyorum. Kalbimin üzerindeki paslanmış bıçak yaraları artık birer anı olmalı, içimde açtıkları derin yarıklar yerine umutla doldurulmalı.
Bir zamanlar fırtına gibi esen acının, şimdi hafifçe esen meltemlere dönüştüğünü hissetmek istiyorum. Geçmişin acı rüzgarları şimdi sadece uzaktan gelen hafif bir esinti olarak hatırlatmalı bana ne kadar güçlü olduğumu. Gecenin karanlığını aydınlatan yıldızlar gibi içimde de umut ışıklarının yanmasını istiyorum. Bu yolda yaralarımın iyileşmesi, ruhumun eski parlaklığına kavuşması için çaba sarf etmeliyim. Ve nihayet, içimdeki en derin karanlığı aydınlatan bir şafak sökmeli, yeni bir başlangıcın kapısını aralamalıyım.