geceyle gündüzü karışmış bi' adam. adamın benliği karanlığın kendisini doğurmuş. sabahı bulmaktan yorulmuş. akşamlarıysa sadece rakıyla buluşurmuş. ekmeğini doğradığı suyu karnını doyururmuş. yas. gelirmiş aklına aklı da kalırmış dımdızlak ortada. lakin yine de düşünürmüş bu olanların bi anlamı olmalı. satırları da buluşsa da ızıdırapla kalbini dindirirmiş anasonun ılık kokusu. ah bu yas neden hapsetmişti onu olana? ya da tutan o muydu yası başıboş duran aklında? sahiden bilinmez bir sebebin izini süren hayvan içgüdüsüyle sorgularmış sabah akşam. nasıl olur da geçmiş bana böyle yük olur?