Viski ile üzeri örtülü günler
Bukowski'ye selam çakıyorum
Amy'nin sesi kulaklarımda
Hepimiz aynı bataktaydık
Çıkacağız diyordum
Amerikan turist bir kadın bana
She is breaking my heart, demişti ağlayarak
Yaşlı ve hüzünlü gözlerle...
Diğer yanımda ayyaş bir ihtiyar
Yazmakla ilgili tüyo veriyordu
"Başını ve sonunu belirle, ortalarını yazarsın"
Sonra bir bakması için verdiğim şiirimi
Kendi yorumlarıyla mahvetmişti
Başka bir gün beni aradığında
Ben başka biri sanıp
"Sizi tanıyamadım" dediğimde
bana küsmüştü
Boşver be ihtiyar
Bak bana ben de bir ihtiyar
Senden az küstürülmedim Dünya'ya...
Nane likörü, gazozlu ucuz beyaz şarap
Parayı bulunca 10 bira
Kendisi de kederli olan arkadaşımla kafaları çekerdik
Bir gün kapının önüne çıkıp bağıra bağıra şarkılar söylemiştik
Açıktı alan
Var mıydı bizi duyan
Yalnızca köpeğimiz, son hızla geçen arabalara havlıyordu
Unutur muyum İzmir'liyi
Ben onun hiç uyanmak istemezcesine uyumasından
O da benim hiç ayılmak istemezcesine içmemden şikayetçiydi
Bir keresinde boş ve tombul olan bira şişesinden beşincisini bitirdiğimde birazdan (sabah)
işe gideceğimiz için
hafifçe, uyuyan bedenine fırlatmıştım
O da bunun üzerine sinirle uyanıp öldürücü bir hızla bana
Neyse ki ikimize de bir şey olmamıştı...
* * *
İş çıkışı aşk ve ayrılık şarkıları dinler hüzünlenirdim
Ne aşk vardı ne ayrılık
Yok muydu sahi?
Vardı da bilmezdim.
* * *
Issız tepelerde uyuyakalırdım
Bir yokuş vardı
Her geçişimde köpekler oradan havlardı
Bir gün
Hiç yetenekli olmamama rağmen
Avucumu dolduran taşı
Mesafe çok uzak olmasına rağmen
Havlayan köpekler topluluğuna doğru fırlattım
Güç, istek, sezgi ve adalet
En çok ve en gıcık havlayanın ayağına isabet
Artık rahatsızlık bittiğine göre orada uyuyakalabilirdim
Bitmez Bodrum anılarım
NOT: SİMGESEL ANLATIM ARAMAYIN.