Ahu zar şarkılar dinleyip, içli şiirlerin hiçliğe karışan mısralarında hayatı andık. Ayakta duracak dermanımız yoktu kimi zaman. Türküler mırıldanan dudaklarımız, zihnimizde gezinen mısralarla can buldu. 


Çatık kaşlı, asık suratlı simâlar, yürekten yemişti façayı henüz dizlerini kanatmadan. 


Zaman, soluk benizli bir güzelin çatlayan dudaklarında kurumaya meyletti bir sabah. Mesafeler dert, yan yana olmak felaketti. Bir tutam gülücük takıldı kaderin ağlarına. Sarpa sardı güven, bir ruh gibi ayrıldı can bulduğu yalan yakarışlardan. Geriye derin bir tebessüm kaldı, hiçbir yaşam emaresi barındırmayan…