Sesimle yüzdüm bir vakit,

olağan dalgalarında hayatın.

Kelimelerime eren merdivenler,

kanatlanıp uçuştular enginlere.

durgun bir boşluk doğdu.

bu yönden boşluğun tarifi,

dingin ve durağan olarak kaldı bende.


kelimelerim benim

yuttum mu onları?

göğü mızraklı atlılar gibi yırtan

bulutları avutup, oyalayan

şafak doğurup yağmurları izleyen kelimelerim

bana yabancı ve uçarı kaçıyor


yine ve yeniden barbarın nefesi değdi ruhuma

neşemi soğuran

barbar nefesi

çarpıldıysam da karanlığa ve zemine,

tekrar sağalıyorum.

ve belki çarpıldığım zeminden

dünyayı tersten okuma kabiliyeti kazanıyorum


tersi ve düzü

uzay ve rasyonalite

uzak ve kapsayıcı bir yerdeyim

uzak,

kendime.

kapsayıcılığım,

kendimle.


korkum kaldı

korktuğum

ve kaçtığım.

o yokken,

delibozuk dünyayla kaynaştığım