Günümüz de toplumumuzun büyük bir çoğunluğu gözlerimizle şahit olamadığımız sadece analiz ederek fark edebileceğimiz kölelerden oluşuyor. Bu köleleri ailelerde, iş dünyasında ve sosyal ortamlarda görebiliyoruz. Bu gruba dahil olan insanların köle olmaları ise geleneksel toplumların içi boş kural ve dayatmalarına boyun eğmelerinden geliyor. Özellikle kişi farkındalığı olmayan, sorgulamayan ve kendi öz saygısı düşük biri ise dayatmacı toplum o kişiyi daha bir içine alıyor ve zamanla kişi çok daha silik biri olabiliyor. Peki nedir bu geleneksel toplumların dayatmaları ve içi boş kuralları…
Günümüz de pek çok aile de ve toplumun farklı kesimlerin de büyüğe söz söylenmez, tartışmak istemiyorum, neresi olduğuna bakma sadece bir iş de çalış, ne yaparsan yap oku, kırmamak için sus, haksız olsan da cevap verme, işler nasıl geldiyse öyle gider karışma ve düzeltmeye çalışma, her şeye karşı çıkma, fazla gülme, evlen artık, senden artık olmaz, bu iş için yıllarca tecrübe gerek, şunu yapma bunu yapma gibi katı dayatmalar mevcuttur. Bu sayılanların hepsini uzunca açabiliriz tabii ancak biz sadece birkaç tanesini inceleyelim. Bir kişi yanlış ve saygısızca şeyler duyduğunda yaşça büyük birine karşı susmak zorunda değildir. Susması, konuşan kişinin yanlışlarına devam etmesine ve giderek daha fazla kişinin saygı alanını ihlal etmesine sebep olur. Yozlaşmış büyüklerinize/zihinlere karşı onlar yaşça büyük olsa da SUSMAYIN… Ailenizden ya da çevrenizden biri size ideallerini boş ver sadece bir işte çalış dediğinde ona karşı SUSMAYIN. Pek çok kişi hayatlarının yarısını bir miktar para uğruna kiraya verir (Buna ihtiyacı olanlara saygım sonsuz ve hiçbir sözüm yok). Eğer başarabileceğiniz bir idealiniz ya da hedefiniz varsa sıradan bir işte çalışmak yerine hedefinizin peşinden gidin ve o kişinin size bunları söylemesine izin vermeyin. Sınırlarınızı ve tepkinizi koyun ve o kişiye sınırlarınıza yaklaşamayacağını ve buna izin vermeyeceğinizi gösterin. İş hayatınız da ve çalıştığınız yerler de “nasıl geldiyse öyle gider karışma” diyerek mevcut bozuk düzeni devam ettirmenizi söyleyenlere karşı SUSMAYIN. Sizler mevcut bozuk düzeni değiştirebilir, işleri yenileyerek performansı optimize edebilir ve daha az efor ile daha yüksek verim sağlayabilirsiniz. Buna inanıyorsanız köhne ve basma kalıp zihinlere kulak vermeyin. Sınırlarınızı ve vizyonunuzu insanlara gösterin.
Sınırlarınızı insanlara hatırlatıp onların istedikleri zaman bu sınırlarınızı ihlal edemeyeceklerini onlara göstermelisiniz. Herkes gibi yürüyemeyebileceğinizi, herkes gibi susmayabileceğinizi, herkes gibi belirli saatlerde çalışmayabileceğinizi, taşkınlıklara karşı sessiz kalmayabileceğinizi, susanlara inat konuşabileceğinizi, içi boş dayatmalara katlanmayabileceğinizi çevrenize gösterdiğinizde ÖZGÜRLÜĞÜNÜZÜ elinize almış olursunuz. Bir süre sonra ise insanlar size saygı duymaya, gerekli gereksiz her şeyi söylememeye, gölge etmemeye, sınırlarınıza girmemeye başlayacaklar. Ve siz dostlar pek çok kişinin unuttuğu kişisel saygı ve özgürlüğünüzü sağlam bir şekilde elinize almış olacaksınız.