Karanlıklar içinde tökezlemeden koşabilmek gibiydi yarım kalan her heyecana bir ad koymak senden sonra. Zaten yarım kalmış ne varsa senin adının diğer yarısıydı. Hepsini boşvermişçesine kör karanlıkta kendimi avutuyorum. Sırf yıldızlar daha net gözüktüğü için karanlığı seviyorum.


Kendime verdiğim en büyük zararı ancak senin adının anlamıyla açıklayabiliyorum. Tüm kötülüklerden korunayım diye etrafıma ördüğüm dört duvarın arasında kendi yarattığım yalnızlıkla yüzleşiyorum.


Yeni yollara gidecek hevesim hala taze. Ordan oraya taşıdığım bavulum hayli eski. Ben anlatamam yollarda gördüğüm manzaraları. Eğer çok görmek istersen tertemiz tuvalleri gözbebeklerime yasla. Dünyanın en güzel manzaralarını bir çift mahzun gözde gördüm. Her gittiğim diyardan o bakışın ağırlığıyla göçtüm.


Şarampole yuvarlanmışçasına yorgun, sancılı bir süreçten geçiyorum. En acil güzellikler bile yetişemeyecek gelinciklerin al yanaklarına, biliyorum. Gelinciklerin ortasındaki o kara hüznü şimdi daha iyi anlıyorum. Belki yitip gideceğim bu yolculukların birinde ama en azından o güzel manzaraya karşı dünyadan göçüyorum.