Gelişmek mi değişmek mi sorusunu düşününce aslında bu sorunun büsbütün yanlış olduğuna inanıyorum çünkü gelişmek ve değişmek birbirinden bağımsız iki ayrı konu olamaz bana göre, bir insan, bir sabah kalktığında bugün değişeceğim demiyordur herhalde, değişime karar vermeye gelene kadar geride bıraktığı onlarca şey var olmalı, yaşadığı, gördüğü, okuduğu, hissettiği bir dünya şey... dönüp baktığında gülümsediği (içten/burukça) işte durduğum yere beni getiren sebepler bunlar dediği onlarca şeyin meydana gelmiş olması gerekmez mi? Kendime dönüp baktığımda değiştiğim çok zaman olduğunu kabul edip bazen dönüştüğüm kişinin çöp diye adlandırdığım aylar geçirdiğini bazense dönüştüğüm kişinin altın yılların ev sahibi olduğunu söylemem gerekir ama bu değişimlerin temel sebepleri hep gelişmek oldu, negatif değişimler bile gelişimler sayesindeydi hatta şunu söyleyebilirim, çöp aylarımın sebebi altın yıllarım oldu. Evet geliştim ama bu gelişimin beni dönüştürdüğü o kişi gelişimden uzak durdu, mesela; okumaktan, yazmaktan kaçtığım günlerin haddi hesabı yoktur ama yazmaktan kaçmama sebep olan en temel şey yazdıklarım oldu, insanın yazdıklarından etkilenmesinin tıpta bir yeri var mı bilmiyorum ama sonuç olarak ben yaşadıklarımı yazmıyor muydum? Hikayenin sonunda öleceğini bilerek başrol karakteri sevdikçe severken mesela, yaşamamış mıydım bunu? Ölmekle ayrılmayı bir tutunca her şey mümkün oluyor herhalde. Bilemiyorum ama kendi penceremden baktığımda gelişmenin değişmekle kelepçelendiğini, her gelişimin ister istemez, bazen fark etmeden bir değişime kapı araladığına inanıyorum.