Gül renginin dinginliğinde huzur bulma arzularım yeşerdi.

Elime aldığım güllerin dinginliği kalmamış hepsi huzursuz.

Lafta güzelliği olan gül, lafta güzelliği olmayan leylak kadar güzellikten nişan alabilse keşke.

Maalesef dünyamız sahici, burada leylak kokusuyla başımız dönerken methiyeleri güle dizeriz.

Erilen bir murada muhtacım, erişemiyorum. Bulamadığım anlamlar bulduklarımdan daha sahici.

Ummak kaygısı beni yitirdi, ummadığını kaybetti.

Kayıp ormanların derinlerindeki pusula, hevessiz bulunmaya.

Evrenin en yücesi takdir hakkını bırakmışken pusulaya.

Ziyan olmasın artık diyerek usanmış o da yardımdan.

Olmazların oldurulduğu şu dünyada bir oldurulanın daha helak oluşunu gördük,

Lütfedilen tüm imkanların seferberliğini sakat bırakarak.

Marifetin nüfuzdan etkili olmaması derdi de sarıyor bir yandan.

Azınlığın azlığına, çoklaşamamamıza bir kez daha küfürler.

Zaferlerimi koyuyorum önüme tatminsizliğin tatminini de yaşayamıyorum, meğer tüm zaferler zaferi paylaştığın kişiyle var oluyormuş, zaferlerden de vazgeçiyorum.