Gel ve öp beni sevgilim yaşım yirmiyken,

                               Gençlik gelip geçici.

                                         -Shakespeare-



Kuşların “Görüşürüz” dermişçesine öttüğü bu esintili sonbahar gününde iki Rus asilzadesi birbirlerini öldürmek için can atıyordu. Tam bir bretör olan Vasiliy İvanoviç ile muhasebeci Reçka Maşuk’un birbirlerine karşı duyduğu bu nefret Olga adlı genç ve hafifmeşrep bir kadının yatağını bu iki beyefendiye de açmasından doğmuştur. Vasiliy İvanoviç genç ve ateşli bir delikanlıydı. Reçka Maşuk da onun tersine olgun ve durgun bir adamdı ama iş onuruna (!) gelince içinde genç ortaya çıkıyordu, bu durumda onlardan biriydi. İki asilzade karşı karşıya geldiler, tanıkların arasından hakem çıktı ve kuralları anlatırken Vasiliy onun sözünü kesti: “Nefesinizi boşa tüketmeyin beyefendi, eminim o da kuralları benim kadar iyi biliyordur.”

Reçka başıyla onayladı, hakem iki adım geri çekildi.


HAKEM: Arkanızı dönün, bir!


Uzun yıllar yaşadım ve şanslıysam daha da yaşayacağım ama miras olarak ben bu dünyaya ne bıraktım ki? Birkaç adım sonra becerilerim çok büyük bir sınava girecek.

Hadi güven kendine biraz Vasiliy, hem o yaşlı ve büyük ihtimalle de gözü pek iyi görmüyor. Boşuna endişeleniyorsun, sen kazanacaksın.


HAKEM: İki!


Bence daha yaşayacak yılım var, hem o kadar da yaşlı değilim. O kız için de değmez ayrıca, ne kadar nişanlım da olsa değmez.

Geçen hafta da yaptım, ondan önceki hafta da ama bu adam benim içimi mahvediyor. Dönüp kolumu göğüs hizasına getireceğim.


HAKEM: Üç!


Bu durumda olmamın sebebi Olga ama ben onun kalbini çeldiği şu genç adamla vuruşuyorum, kadına güven olmayacağı belliydi.

İçime bir rahatlama geldi, acaba bu ecelden önce gelen rahatlamalardan mı? Bak şimdi çabucak kayboldu.


HAKEM: Dört!


Evet, evet bu gence kıymayacağım ben, tetiğin ucunu Olga’ya çevireceğim. Ama bir kadını öldürmek benim onuruma yakışır mı?

Bu aptal korkuyla uğraşacak halim yok benim, işte silahım ve işte becerim, ölürsem ölürüm yani ne var ki bunda?


HAKEM: Beş!


Bir bu kadar daha gidince mutlu bir sonum olacak.

Bir bu kadar daha gidince hayatıma kaldığı yerden devam edeceğim.


HAKEM: Altı!


Yarım dönüp Olga’yı göğsünden vuracağım. Bir de delikanlı beni vuramazsa yüzünü görmek isterim, o yüz için hapis yatarım.

Elimde olsa zamanı geri alıp Olga ile asla birlikte olmazdım, geldiğin hale baksana Vasiliy! Bir daha düello yapmayacağım.


HAKEM: Yedi!


Evet, yaklaşıyor. Birkaç adım sonra bitiktir işi.

Hayır, yaklaşıyor. Birkaç dakika sonra karar vermem lazım.


HAKEM: Sekiz!


Acaba cinayetten kaç yıl yerim, idama gider miyim? En kötü kefaret öder çıkarım.

Olga’yı vursam her şey tatlıya bağlanır mı? Sorunu kökten çözeriz.


HAKEM: Dokuz!


Yok canım o kadar yatmam, hemen çıkarım.

Ben kimi vuracağım?


HAKEM: On! Ateş!


Reçka Olga’yı boğazından vururken bizim Bretör Vasiliy hakemi sol bacağından vurdu.