Kibirli bakışlarım mı var yüzüne, yıldızlara doğru aşkı çağıran hüzün, insan kan ve kemik değil. 

Gözlerim belki seni unuttu, belki kör oldum ışıklarından, gücüm yok, yoruldum, yardım et. Gerçekten ağlıyorum, benliğim doğduğum gibi değil, seni öğrendiğim gibi hissetmiyorum, yalnızım, yolum yok, her şey yabancı görünüyor Korkuyorum, her şey soğuk. 

Alışamadım dünyana ama büyülendim. Başım döndü gökyüzünden, başım döndü gecenden. 

Her şey anlamını yitirmeden aklımın sisini dağıtmanı diliyorum, acı çekiyorum seni düşünürken. Sessizlik istiyorum artık, aklımın şeytani coşkusundan bir kez arınsam belki azat olurum. Yenildim ve umudumu tekrar kazanacak tekrar yeşertecek inancım yok. Bazen katlanarak artıyor yalnızlık, yalnız sen yardım edebilirsin bana. 

Belki ben kurdum bütün tuzakları yazgıma 

bir var sayıma dönüştüğün o ilk saati keşke yakabilsem. 

Dürüstüm fakat güçsüzüm içimdeki kelimeler ulaştırmıyor beni sana, seni ararken kayboldum. 

Sensizim, boşluklar, haz ve hissiz coşkuların gündelik avuntularıyla dolu. Doğru kelimeleri kaybettim belki, belki çok bekledim dünyada. 

Kayboldum ve karıştım. Sadece sessizliğimi ve güçsüzlüğümü gösteriyorum, hiçbir şey istememek evet, hiçbir şey istemiyorum senden başka, konuşacağım kimse yok. Çünkü değmez, çünkü herkes tek başına, ölümü istiyorum senden. Ölerek sana yaklaşmak. Ey sebebim bütün insanları affetmen gerektiğini düşünüyorum, varlık sessizliğe bıraksın gürültüsünü artık, yanlışsam bağışla çünkü sorumlu sensin. 

Ben hep yürümeliyim, gözlerim gökyüzüne değil asfalta ve yüksek binalara bakmalı. Anladım kendimi ama yetmiyor, bir şey eksik, her şey eksik, sensizim. Boşlukları işaretliyorum virgül ve noktalarla.