‘Ne kadar eski?’ 

‘Devasa mantarların yaşadığı zamanlar kadar.’

‘ Mantar olduklarına emin misin ? Ağaç olmasın o gördüklerin? ‘

‘Eskiden ağaçlar yoktu.’ Ve insanlar yani insan türüne en benzeyen canlılar bu dev boyutlu mantarlarda yaşarlardı.’

‘Mantardan ev mi? Çok ilginç. Şirinlerdeki gibi mi?

‘Evet. Siz çizgi filmlerin kurgu olduğunu mu sanıyorsunuz.? Onları üreten kişiler de bazı yazarlar gibi; sizin ve bizim gibi, yani büyük kitlelere müdahale edecek kişilerden oluşturuldu hep.

‘O kadar normalmiş gibi söylediniz ki sanki daha dünden bahsediyorsunuz gibi geldi.’

‘ Geçmişe gitmek geleceğe gitmekten çok daha kolay çünkü haha …’ Ne zaman geleceğe gitsem senkronizasyon aletinde titreşim bozukluğu hissediyorum. Geri gelirken de çok yorucu oluyor üstelik. Her defasında büyük bir fincan sade kahve içmeden kendime gelemiyorum. En çokta sırt ağrısı çekiyorum. Yer çekimsiz ortamda olmak çok zor, omurlarım birbirinden ayrılıyor. İyi olan tarafı şu boyumun uzadığını görmek güzel. Kadınsı ve ilkel insansı bir içgüdü bu… Hala insansı yönlerimizin bize bahşedilmiş olması mutluluk sebebim . Kahve içmek gibi… Yine de bir şeyleri hep yok eden insansı taraflarımızın olmasından hoşnut değilim.

‘Mesela doğa kendini yok etmez. Doğa kendini yeniden yaratır. Ama eğer bir yerde insanlar ve insansılar varsa orada her şey olabilir…Doğanın dengesini sarsacak başka bir varlık tanımıyorum. Benim doğduğum şehirde hiç sahil yok. Deniz var ama sahil yok, neden biliyor musunuz? Bu insan görünümlü canlılar denizi doldurup sahili yok etmeyi başardılar…Her şeyi ama her şeyi değiştirdiler…İşte bu sebeple en geçmişteki mantar evleri yönetmek istiyorum ben…İnsanların günümüz sandıkları zamanlarında yönetici olmak istemiyorum…

‘Hadi gelin benimle  simülasyon kapsülüne girip güncellenen fotoğrafları kontrol edelim.’

‘Peki efendim. Bunu kabul eder misiniz  bilmiyorum ama eğer uygun olursa ben, mantar evleri yönetmeye devam etmek istiyorum.’

‘ Her şey size bağlı. Eğer bunu çok istiyorsanız  yaparsınız. Size  ben bile engel olamam. Ama yeni şeyler denemekte de fayda vardır her zaman, daha yenisi…En yenisi…Hep…’

‘ Elimizde ne var?’

‘ Bu hafta simülasyon gruplarımız değişiyor. Tüm lokasyonlarla ilgili olarak sadece tek kare fotoğraflar mevcut… Belki birini seçersiniz. Kırmızı düğmeye basarak aktivasyonu sağlayalım bakalım…Bekleyin! Önce mumları yakalım sonra aynanın karşısına geçin, oturun aynaya bakın ve beni hissedin. Tam arkanızdayım…Görüntüleme başlasın…

1.    Fotoğraf : Bir grup kadın el ele tutuşmuş, ağaçlık bir alanda gökyüzüne bakıyorlar. Yerlerin olduğu gibi gökyüzünün de hakimi olmak isteyen kadınlar…

2.    Fotoğraf: Büyük ihtimalle geçmiş zaman ama orta geçmiş. Bir okulun mezuniyet töreninden. Kadınların ataerkil toplumda yükselişe geçtiği dönemler…

3.    Fotoğraf: Büyük kırmızı şamdanları olan bir avize.. Bir dükkan …Madam Multimore’un dükkanı. Sattığı makaronların şifalı özelliği var. Bilinç açıyor.

4.    Fotoğraf :Çarmıha gerilmiş çırılçıplak bir kadın. Tarihten adı kadın olduğu için silinen Christina… O, ilk Hristiyan kadın aslında. Tüm insan ırkından gizlendi yüzyıllarca…

5.    Fotoğraf :Kendisiyle öpüşen kadın. Bundan hiç hoşnut değil…Kendine yabancı ama kendini sevmeyi zamanla öğreniyor..

6.    Fotoğraf: Gemilerin gizemli şekilde kaybolduğu bölge…Bu bölge bir kadının koruması altında şu an…Atlantisi de bu kadının yönettiği söyleniyor. Ama bununla ilgili daha fazla bilgi almamız uygun görülmüyor.

7.    Fotoğraf : Müze girişindeki eteği fotoğraf karelerinden oluşan kadın  heykeli. İnsansıların hayatını konu alan elbisesiyle sarışın bir kadın…Saçlarını örmesi onun masumluğunu sembolize ederken, kafasındaki taç da onun doğa üzerindeki gücünü temsil ediyor Yere saçılan meyveler ise insanların doğayı israf etmelerini, ihtiyaçlarından fazlasına sahip olma isteğini vurguluyor.…Geçmişte tüm dünyanın hakimi olan kadınların geleceğe doğru değerlerinin yeniden düşürülmesi tasviri bu…Ama bu iniş çıkışlar hayatın bir düzeni. Kalp atış ritmi gibi düşünün. Düz çizgi olunca insanlar tarafından ölü kabul edilirsiniz. Ama asıl ölümünüz onlar sizi unuttukları zaman başlar.

8.    Fotoğraf :Mavi yakalanış. Yakın geçmiş zaman. Bir grup erkek mültecinin tekneyle

kaçarken yakalanma anı…Onları yakalayan ise bir kadın…

‘Hmmm hepsi bu kadar mı?

Evet 9. Simülasyon odasındakiler bunlar.‘ Yönetim reddedişi için yeterli puanınız var mı?’

‘ Bu tamamen size yani yöneticimize bağlı değil mi?’

‘ Bir bakıma evet …’ ‘ Seçimini yap bakalım hangisi?

‘ Ama siz böyle arkamda durup seçim yapmam için o ışıklı  gözlerinizi açarak bana böyle bakarsanız ben seçim yapamam ki…’

‘Ben her zaman sizin yanınızdaydım tam arkanızda... Şimdi mi bundan rahatsız oluyorsunuz?‘

‘Evet …Çünkü her zaman bana bu kadar yaklaşmazdınız…İlk kez sizi bu kadar yakın hissettim kendime.’

‘Kim bilir belki de yokumdur. Olmadığımı kanıtlamaya çalışıyor olamaz mıyım?’

‘ Sanmam, çünkü sizi görebiliyorum. Şimdi elinizi de omuzunda hissedebiliyorum.’

‘Kimi seçiyorsun?’

‘ Sizi…’‘ Bu gürültü de  ne böyle? Ayna , aynadan sesler gelmeye başladı…’ Ve son kare olarak bizi ekledi sistem.’ ‘Aman Tanrım bu çok tuhaf! Bizi kaydetti sistem.’ Bu durumda bizi ben yönetiyorum… 9. Simülasyonun yöneticisi benim öyle değil mi, mantarlara dönüş yapabilirim yani ? ‘Peki siz neden gülüyorsunuz?’

‘ Evren ne tuhaf yer. Sonsuzluğun sayısı sekizdir oysa biz 9. Simülasyondayız….Ona gülüyorum…

‘Belki de sonsuz olan biziz ve sayılara ihtiyacımız yok.’

‘Evet, hem kim dokuzun sekizden daha fazla olmadığını iddia edebilir ki?’‘Ve tuhaf bir şekilde son karede biz yer alıyoruz. Çünkü siz bir kadınsınız yani gerçeksiniz ben ise bir erkeğim yani sizin gölgeniz. Gerçek olan kadındır; erkek ise onun gölgesi…’

‘Hadi  artık  dev mantarlara  doğru yolculuk başlasın o zaman sizin istediğiniz  gibi…

Bekle bizi Şirin Baba! …’

 

                                                                                                     15/01/2023 Daphne Antiochie

                                                                                                                     AYŞE GÖK