İnsan kendisini hiçbir zaman fark edemez... Dış görünüşümüzü, davranışlarımızı gözlemleyemeyiz. Kendimizi dışarıdan biri gibi yargılayamayız. Çünkü kendimi asla görmüyorum. Olup bitenlerin sorumlusu olarak hissetmiyorum. Hep başkalarıdır odağım bu yüzden... Bunu değiştiremem. Her zaman başkalarına hesap sormaya her şeyi onların omuzlarına koymaya devam edeceğim. Peki gerçek böyle mi? Sorumlu benim dışımdaki herkes mi?
Hissettiğimize göre evet. Bana böyle davranılmasaydı, başıma bunlar gelmeseydi gibi cümleler kurarım. Bu durumların içine kendimi sokmam. Demeseydi, gelmeseydi, olmasaydı yüklemleri ile sonlanan cümleler kurarım. Bu da ben denilen kabuğu daha kalınlaştırır ve dışımdaki dünyadan daha da uzaklaşır.
Bana ne olur?
Esaretim daha da uzar ve bu an be an olur. Asla doğru sorular ve cevaplar eşleşmez. Çöldeki seraplar daha da artar.
Sonunda bıkana kadar... Tabi bıkmayadabilirim. Ancak içimden bir ses gerçek nerede diye sorar ara sıra. Beni dürter, sert kabuğuma dev bir demir kapıya küçük bir taş atar.
Gerçek nedir?