Kaygısız kederimin sahte neşesi,

Zalimin ateşi, benim kapanmayan yaram.

Aylar sonra sesleniyorum bir boşluktan sana,

Öncesinde senin düştüğün çukurda, benim seni ittiğim çukurda şimdi ben debeleniyorum.

Zaman kimseye acımaz, sana acımadığı gibi.

Ölü birisini kucaklarken kolların ne kadar acı çektiğinin farkında olmadım.

Senden geri kalan her şey biraz yavan, biraz duman.

Kendi kaderinin tutsağı yaparken seni,

Karşına geçip ağlamak istedim çaresizce, sende gör beni diye.

Aramızda ne kadar zaman, kaç ışık yılı vardır bilemem, belki o bile yoktur.

Varlığından bile şüpheli ruhumun sancısı dinmiyor,

Gerçek olmayana bel bağlayan zihnimin zincirleri çözülmüyor.

Kanın yarattığı, kanın büyüttüğü, intikamın ateşlediği,

Sen zalimlerin oğlusun, bir yanın hep esir.

Özgür zannederken ruhunu, bana tutsaksın,

Sen hem yalansın,

Hem de gerçek ayan beyansın.

Git, arkana bile bakmadan kaç,

Hep yaptığın gibi, hep biraz korkak olduğun gibi.

Ellerim uzanacak bir gün cesedine, biliyorum.

Sen kaçsan da bir kuytulukta ölünü göreceğim, biliyorum.

Kendini esir ettiğin düşman ölü, sen yaşasan ne fayda!

İntikam olmadan aldığın nefes haram sana.