Gülerken bile yüreğim ağır 

uyanışım boşunalığı anlatıyor

ve ölümü bilen çocukluğumu hatırlıyorum

kötü şeylerden geçen ve göçebe olan...

yüreğim başka bir yerin sınırlarında savaşta ve unutuş yok yanımda

hep hatırlayış hep kendimi araştırmak...

bulantım başka biri olamamaktan

ya da

ben olmuyorum konuşmalarda 

kendimi anlatmak için çok az şey var ellerimde ya da hiç olmadı.

konuşmalarda coşkun duran ben olmuyorum

sadece görüntülerim var birkaç bin tane. 

Kitaplara ve şiire çekildim

romanlardaki adamlara ve kadınlara, 

hatıralar okuyorum bu günlerde 

acıyı anlatan insanlardan

çünkü ben olmuyorum ve belki... 

Belki bir sayfada öğrenebilirim kendimi 

nasıl sevebileceğimi kelimelerden 

umut ve umutsuzluk yenişemiyor içimde

ben olamıyorum gene! 

Hiçbir suçlunun özgürlüğünü elinden alamıyorum

çünkü ya seviyorum onları kimi ölmüş ya da daha yaşlı

dünya bütün saatleriyle beni korkutuyor.

Ve utanıyorum hüznümü anlatırken 

içimi öğrenemediğim için muhtacım, 

iyi başlamadım hayata 

kendi öğretmenim olmayı da başaramadım,

bir bağı bırakmanın zorluğunu anladım 

anladım ama yetmedi 

hep izlemeyi bildim uzakları 

ve dinlemeyi hıncı gece sayıklamalarımdan, 

neyi istediğimi bilememek utancımı harladı

ve hep başlangıçlar ve hep kararsızlıklarım 

vardı hayatımda ve utancım... 

çünkü ben seçemeden öleceğim, inandım

ve mutsuzluk değil içimdeki 

keşke mutsuzluk olsaydı 

çünkü mutsuzluk eşya ve insanlarla geçilebilirdi, yenilebilirdi.

Saklamayı öğrendim

ağzımdaki gerçek sözcüklerimi 

acılarım kanayan bir yaram olduğu için olmadı 

Çünkü hep hatırladım kendimi bilemeden

gene yarın olacak şimdi ve gene ben.

.