Eylül geldi de geçmekte,

Sararmış hüznüyle...

Bir tren katarı gibi...

Ben dalında bir o yana bir bu yana savrulan bir yaprağım.

Daha dalımdan ayrılmadım.

Ama ayrılmam yakın.

Ayrılık yamacımda...

Ayrılık ruhumu kesen sabah beş soğuğu gibi,

Rüya gibi yanılsama dolu,

Ama bir o kadar da gerçekçi.

Kapı eşiğine doluşmuş bekliyor veda takımı.

Sessizlikler bando takımı ile uğurluyorlar beni.

Bırakın şovunuzu ben istemiyorum bu kalabalığı!

Yalnızlığımın en acıklı şarkısını koyun plağa,

Çalsın ben giderken.

Ben öylece gideyim kimse fark etmeden.

Babaların sabahın köründe sessizce tüm sevdiklerine uğrayıp gidişi gibi...

Gitmek...

Bazen gerekir...

Kabullenmek için bazı gerçekleri...