Az gittik uz gittik
Sofradaki yemeğe tuz
Rakıya buz gittik seninle
Ve biz giderken el ele
Hiç soranımız olmadı
bu gidiş nereye, bu varış?
Gençtik çünkü sorgulanmazdık
Henüz kıvılcımlardan yapılmaydık
Belki sözler verdik, dönecektik
Belki tutuşamadan yani
Bir yağmur yağacacaktı hani
Ve cayırdayamadan sönecektik
Ama biz ikimiz bilemezdik büyüdükçe
Ve büyüdükçe
Yangınlara köz gittik seninle
Biz o masallardaki eski zamanların birinde
Yürekler sallanırken
Tıngır mıngır beşiğinde
İşte denk gelip
Kaderin o incecik eşiğinde
Dokuza gittik seninle
İyiydi, hoştu, güzellikti dünya
Anlatmıştı annem
İyi kalpler kötülükler karşısında
Ne olursa olsun kazanırdı güya
İnandım ben düşlerimde
Namağlup geçecek o uzun yıllara
O düşlerde ki;
Yan yana iki apayrı beden
Ne söylerse söylesinler
Kimseleri dinlemeden
Birbirine yaslanıp yaşlanacak
Bir çift omuza gittik seninle
Büyüdük şimdi
Geçtik o yüreksel heyecanları
Ömre alarm kuruldu ve büyü bozuldu
Sorarlarsa masalın sonunda ne oldu?
Sanki iki ayrı cephede
İki apayrı düşman gibi
Kazanmak ihtimalsiz bir taarruza gittik seninle
Ben şiirler döktürdüm sana o savaşta
Yüzüne benzetme kaygılı güzel cümleler döktüm
Sense başka yürekler için
Başka sevda harplerinde aldın yerini
Ve her şeyin sonunda
Belki bir ganimettir şimdi sana göre
Yorgun bir sarılma, solgun bir öpüş
Yahut bunca bilinen faillerin içinde
Kim vurduya gidilen bir ölüş
Ganimettir belki
Ama bilmeni isterim
Bu kadar gitmeklerin arasında
Trenler vardı, otobüsler vardı
Adım atılmamış yollar
El değmemiş sular
Yüz vurulmamış aynalar
Aranmamış uzaklar
Hiç görülmemiş sokaklar
Upuzun sürecek yıllar vardı
Parayla pulla ölçüt bulamayan
Biletlere gerek duyulamayan
Gitmekli olan ama ulaşılamayan
Kaldı ki varmaklara ihtiyaç olmayan
Bu kadar gitmeklerin arasında
Beş kuruş etmeyince sendeki sevda
Ucuza gittik seninle
KemalEfruzÖrek/16.02.2020