Güneş, ne denli ateşten ve beyaz
Ne kadar merhametli
Nasıl sıcak
Bu kadar elzem, yokluğu düşünülemez
Ve ne kadar gösteriş meraklısı
Işığıyla diğer tüm yıldızları gölgeliyor
Bencil, kendinden başkası için parlamıyor
Sonradan görmenin biri
Ay, ne denli buzdan ve beyaz
Ne kadar zarif ve nahif
Nasıl soğuk
Ve ne kadar gösterişsiz, mütevazı
Diğer yıldızları gölgelemek gayesinde değil
Buzuyla yakmıyor, ışığıyla dondurmuyor
Kendisinden başkalarını da düşünerek parıldıyor
Cömert bir kale ve bir o kadar da asil
Var oluşunun tüm zenginliğini sükunetle sürdürüyor
Göğe bak sevgilim
Ayın nasıl tutulduğuna bak
Güneş yüzünden gölgede kaldığında
Tanrısına isyan etmeyecek kadar metanetli
Tüm sessizliğiyle karanlığın yok olacağı anı bekliyor
Asil demiştim ya, öyle işte
Göğe bak sevgilim
Güneşin nasıl tutulduğuna bak
Ay tüm ihtişamıyla kendisinin önünde olduğunu göstermişken
Nasıl da çırpınıyor gölgede kalmak korkusuyla
Gökyüzünü kırmızıya boyuyor hırçınlıkla
Gök yüzünü karaya boyuyor
Unutulacak diye ödü kopuyor ve çıldırıyor
Çünkü gücünü içinden değil dışından alıyor
Sonradan görme demiştim ya, öyle işte
Ve günün sonunda okyanuslar yine aya tutuluyor
Kırlangıç
2024-05-27T13:00:17+03:00Kafiyeyi yapay bulduğum için kullanmayı pek sevmiyorum lakin yapıcı eleştiriniz için çok teşekkür ederim.
Bilal Kalın
2024-05-27T09:31:12+03:00Kafiye ve ahenkten eksik olmasına rağmen devamını merak edip okuyor insan. Üç beş kafiyeyle bitse cümleler tadından yenmez gibi. Emeğinize sağlık