Göğsüme kalın bir halat takılıyor bazı zamanlar

birileri düşmemek için sıkı sıkıya tutunuyor halata 

Bir gemi limana bağlanıyor 

Bir kadın boynuna geriyor halatı kendini asmak için 

Ve bir çocuk salıncak kuruyor ara sıra sallanmak için 

Ben nefessiz kalıyorum o zamanlar halatın ucundakileri yaşatmak için 

Göğsüme bir saat asılıyor bazı zamanlar

Birilerinin akrebiyle yelkovanı durmuş, bir zaman dilimine hapsolmuşlar 

Birilerinin akrebiyle yelkovanı kavgaya tutuşmuş, akıp gidiyorlar hızla 

Birileri hasret çekiyor, geçen saatleri çuvallıyor hırsla

Zaman işe yarar bir yere götüremiyor beni Ben saatin çerçevesiyim, çerçevenin camı, duvardaki çivisiyim ...

Göğsümün yol kenarına tahta bir sandalye atılıyor bazı zamanlar 

Cami çıkışı dedeler, akşamüzeri nineler soluklanıyor 

Anneler içli içli ağlıyor sandalyede, genç kızlar gizli gizli 

Kimileri sevdiğinin adını kazıyor, kimileri öfkeyle tekmeler atıyor

Ben sadece düşünüyorum, bir sandalye nelere şahitlik edebilir hayatta 

Göğsüme çarpık bir doğumhane kuruluyor bazı zamanlar 

Aşksız ebeveynler, sevgisiz çocukları doğuruyor

Sevgisiz çocuklar, inançsız hayatları

Hayal kırıklıkları hayaller doğuruyor,

Yaşanmamışlıklar yaşananları, 

Ben hepsini birden doğuruyorum ekşi yüzlü bir kalpte 

Göğsüm ! benim değilmişsin gibi davranma söküp atamıyorum seni 

Biraz olsun sen beni anla