Gökçeköy'lü saltık biraz yalnızdı

Biraz yalnızdı derken, biraz yalnızlıktı

Bir sabah uyandı, bir aynada bir yabancı gördü

Neden yaşadığını sordu yabancıya

Bir şairdi Gökçeköy'lü saltık

Şiirleri kırıktı

Bir yazardı, bir öykücüydü

Bir hikayesi yok diye,

Hikayeler yazardı

Ne şiirleri okunurdu, ne de kitapları

Eşyaların ruhunu

Binaların içini

Kadınların çıplaklığını bilirdi


Bir kadın buldu, her akşam bulduğu gibi

Bu kadın her kadın gibi diğer kadınlardan biraz farklıydı

Gökçeköy'lü saltık biraz yalnızdı

Kadının gözleri maviydi

Lens miydi, yoksa gerçek mi

Üç gece düşünecekti gerçeğini

Gökçeköy'lü saltık içip içip ağladı

Adı birazcık yalnızlıktı

Kadının omuzlarına düştü gözyaşları

Kadının hüznünü uyandıramadı

Her otel odası kirlidir biraz

Havlular, bardaklar kullanılmaz

"Benim bir karım vardı" dedi

Gökçeköy'lü Saltık'ın karısı kim bilir neredeydi?

Ucuzundan tek geceden gonore eden kadınlardan

Yolunu şaşırmış, İstanbul'daymış

Bir evin kapatması olmuş,

Günde üç erkekle yatıyormuş

Gökçeköy'lü Saltık'a böyle anlatılmış


Hep belirsizlik

Nereden bilecekler hikayesini

Benim gibi yeni yetme bir şairin yazdığı

Benim gibi tıpkı Gökçeköy'lü Saltık gibi

Yalnızlık bizim babamız

Geceler bizim anamız

Masalar can dostumuz

Şişeler boşalınca düşmanımız


Gökçeköy'lü saltık kadını beğendi

Ceketini giyip çıkarken adını unuttu

Evde annesi beklesin isterdi

Annesi öldükten sonra

Kimsenin umrunda değildi

Nerede ne halt yediği


Çingeneleri buldu

Çingenelerden haplar aldı

Hapları yuttu

Fiyakasını aldı, jantileşti

Gökçeköy'ü düşündü, dostlarının mezarını

Böyle rezalet bir yaşamı yaşıyordu

Ölüm neden ondan kaçıyordu?