Zamanın kıyısına takılan telaşlı bir Ocak'ın hüznünü yaşıyorum.

Güneşin keskin bakışlarına aldırış etmeyen bir Ocak.

Günleri kadar kendisi de nazlı, soğuk vede acımasız..

Daralıyor ruhum. Gökyüzündeki bulutlar misali sersemce dağılıyor ruhum.

Üşüyen kar tanesi kalbim,

neye dokunsam buz.

Duygularım buz,

Düşüncelerim buz,

Umutlarım temmuzdan kopmuş ocak.

Soğuktan titreyen yaşlı bir zaman, ne yapacağını bilmeyen.

Zamanı zaman kılan yorgun saniyeler,

ağır aksak ve topal.. 

Beyhudeliğin beşiğinde sallanan bir hayat,

Heyhât!

Ve ağlayan çocuklar savaşın ortasında.

Hedefini şaşıran sarhoş kurşunların gölgesinde ağlayan çocuklar. 

Ve daha nicesi matem kılıyor beni..


10.01.2016