Gökyüzünün yolunu gösteren levha gibi ruhum
yollarım göğe uzanır
Ruhum yeraltına saplanır, yalnızca sembolüm ben
kelimelerim anlam kazanamadı
Sanki yanlışmışım gibi elleri beni düzeltmeye çalışır.
Geç kalınmış bir hikaye bu, ben çok erkenim.
Çekin ellerinizi üzerimden, çekin
Gökyüzüne gidenler, beni gideceği yere kadar söksün
Yağmurlar hoşça kal misali üstüme dökülsün
Ona yazdığım şiirlerden kendime pay çıkardım
Uyandığım hiçbir sabah yok artık
Çöp misali tüm hayatım, atık
Sinirli değilim, kaşlarım güçsüzlüğümden çatık
Kuşlar gibi beni gökyüzüne çıkartın
Sonra bir insan misali beni aşağıya bırakın
Solmuş çiçekler uğruna umut ektim
Ama bir tek kendimi biçtim
Bilmiyorum, bu kaçıncı günü ayın
Benim ölümümden sonra gökyüzünü hatırlayın
Bunlar zihnimin değil insanların odaları
Beni içeri alan herkes paraladı.
Beynime dayanan silahlar rüyalarımda görünürse eğer;
patlar.