Bir gün sesimi yükseltmek istersem kimsenin bulunmamasını dilerim kurumuş topraklarımda. Rüyalarda bile çığlıklarım büyürken bir tek ay’ı görürüm kapkaranlık bir boşlukta! Ve sonra parçalanır o da en parlak yerinden, çatlaklar giderek derinleşirken... Hep çocuk kalacağım rüyalarımda ve gündüz uykularımda. Bir tabut içinde giderken ya da kibrit ile yakılırken bir şelale ritminde. Küllerim uçuşurken fokurdayan sularda, derimin fersah fersah altında, suyun en keskin vuruşunu hissedeceğim her bir toz zerreciğimde. Düşmeli Sezar çünkü çocukluğunu unuttu bir bıçak darbesinde! Büyüdü çığlıklarım bir tuzağın içinde! Ama eminim, sizden canlı kelimelerim var benim bir ölümsüz bir Anka güzelliğinde...