benim gönlümden nalanlar ardından geçen

nesnelerle konuşma fikri veyahut duvarla dövüşmek

safîdir ki şu buhrandan geçen

duygularımın haline

elinden tutup karşıya geçiren bir çare bulamaz


benim gönlümden hurdalarımı alıp da geçen

pas tutmuş ve fukara demirden eller

ne hikmettir ki kaynamadan düşürür parçalarımı

ve ne hikmettir ki ucuza ve kirliye satmışlardır bedenimi


benim gönlümden masumluklar ardından geçen

kaydıraktan kayma fikri veyahut salıncakta sallanmak

saflıktır ki şu çocukluktan geçen duygularımın haline

pamuk şeker verip tebessüm dahi ettiremez


benim gönlümden kiracılarımı alıp da geçen

gariplikten harabe yıkık ve dökük evler

ne hikmettir ki daha dizmeden kırar tuğlalarımı

ve ne hikmettir ki artçılara ve kundakçılara yıkmışlardır bedenimi


ey benim gönlümü geçitlere sarkındıran!

benim gönlümden geçen senin gönlünden geçmez