İdrâk edemediğim ne varsa sür aklın atını üzerine

gör, ne kadarını sevmişim dünyânın

ne kadarını görmüşüm sevmenin doğasının

insan olmanın üstüne, şu sürgün

hoşnûd olmak var

hâlden şekvâ olmak da

var, söylenecek daha çok söz

sürülecek daha çok çorak dilim

sabâ rüzgârım, esersin yüzüme lâtif

gün doğuşuyla duâmdasın


Her şeye Hâkim olanın hükmü bu


sevilmek de bi' nevi rızk işi

toprağın tohumu sahiplenişi

ve

yâre yâr olmaya revân

kokusu gayb muhabbet olmadan

sessizliği içiyor kimi

yalnızlığın yakınlığına varan

bildir kusurlarımı bir bir

bildir kendini göğüme

bildir beni de bendime

kafesteki kuşların tesellisi

zuhûr ederse zerre güneşi

kâfi gelir kanadına


şu acılı dünyâdan

hakkını tamamen alan kim

kendi mizâcından kim müşteki

sevmeyi dert ediniyorsa insan

suya bıraksın küskünlüğü

okunsun hayatın nehri;

uzun mu, yoksa kısa mı,

içinde yoksa bir mânâsı..?



nüshâsını çıkardım âşkın

ezberimsin, hirâsı gönül dağım