Yolun bitmemekle direndiği saatte

Gitmemekte diretme lüksüm yoktu.

Zamanın göreceliliği benim için

Görebildiğimceydi.

Zamanın akışkanlığı ve yoksunluğun durağanlığı

Aynı sebebe bağlıydı.


Aslında umut çoktu.

Aklın alabildiğince ve bilginin

Bildirdiğinceydi eşlik fikrimiz.

Metafizik duyumlara,

Ruhsal eş güdümlere,

Yahut deneysel edimlere inanmaya

Hazır olduğumuz kadar

İnanmamıştık kendimize.

Sonuç olarak üzerlerine gözyaşı döküp yaktık

Bazı kirpiklerimizi.


En kötü günlerin

En güzel günlere

Zarar vermesine izin vermeden

Fermente olması için ayırdık

O sonsuz,

O kısacık saatleri,

Dakikaları.

Yıllar sonra sakala varan

Göz bulutunun yağmuru

En değerli zamanı bekliyormuş

En eski fermantasyon ustası,

Benim en eski yoldaşım,

En zor zamanı kolluyormuş,

Kim bilebilirdi ki?


Beklemek zor değil

Bir umutla

El sarması sigaranın

Dudağında bıraktığı acımsı tat gibi

Acımsı bir hisle yaşamak zor.

Kim bilebilir ki?


02.56

30/12/2021