Evlerimiz yan yanaydı bana soracak olursanız

Kuduz köpekler gibi bakıyordu gözlerim penceresine

Kapalıydı penceresi, bir pencere kadar

Ve gözleri kuduz köpekleri hiç andırmıyordu

Lüle lüle değildi saçları, kırmızıya çalan bir parlaklığı vardı

Yeşil değildi gözleri, kahve de değildi

Maviden taşıyordu esintiler.


Taktığı yüzükler bağlılık sunmuyordu ona

İlk perdede bunu sormuştum bakıp ellerine

Parka giymiyordu ama

Siyah bir paltosu vardı

Elime aldığımda yaydığı kokuyla otuz senelik gövdemi titreten

Öznesi değildim yaşamının, olamazdım

Bir edattım belki hiçbir işe yaramayan

Umutsuz görünmem bundandı

Bir parka oturup onu düşündüğümde.


Aslına bakarsanız, baktığınızda elimden ne gelirdi ki

Şu kadarcık pembe ellerimden ne gelirdi

Onun kocamandı elleri, bilekleri

Bir kere maviydi ya gözleri, baktığınızda elimden ne gelirdi ki

Hangi insanın gövdesi kaldırmaya bu yükü yeterdi ki

Değildi diyeceklerim bunca kısalıkta

Savunduklarım bunca değildi ki.


Bana bakın ve

Ne görüyorsanız onu söyleyin

Görüyorsunuz ya

Diz kapaklarıma kadar kırgınım.